bazalt küp taş

Ortaçağ’dan Bir İz Sighişoara

Güncelleme: 22 Eylül 2020 Kategori: Şehirler ve hikayeleri
0 22 Eylül 2020
bazalt küp taş

Transilvanya saksonları olan Almanların yerleşim alanı Sighișoara şehri çevreleyen sırlarla kapalı olan ve 16-17. Yüzyıllar boyunca ülkenin ekonomi başkenti oluş olan bir yerdir. 20’den fazla el sanatları şubesi bulunan bölge, önemli bir ticaret merkezi olmasıyla dikkat çekiyor. 

İki bölümden oluşan ve stratejik bir konumunu bulunan kale, yıllardır değişmeden kalmış ve 800 yıldır yerleşik düzenin merkezi olmuştur. Önemli tarihi binaların yer aldığı şehir, UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasında yer alıyor. 

Otantik Ortaçağ mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan kentte 164 ev bulunuyor ve hepsi tarihi eser niteliğinde yer alıyor. Orijinal şeklini koruyan evler, asil ailelerin yaşadığı önemli bir merkezde bulunuyor. 

Sighișoara Mimarisi

Kentte loncalara ait olan 9 adet kule bulunuyor. Saat kulesi şehrin her köşesinden görünebiliyor. 64 metre yüksekliğinde olan kulenin yapımında el sanatlarının en güzel örneklerinin görülmesi mümkün oluyor. Saat kulesinde her gün için farklı bir tanrı sembolize edilmiştir. 

Her yıl Temmuz ayında Ortaçağ sanat festivallerinin düzenlendiği Sighișoara, Transilvanya efsanesinin yaşamasını sağlıyor. Tarnava Mare nehrinde bulunan bölge, son derece önemli olan tarihi dokuyu hala tüm sokaklarda yansıtıyor. 

Şirin cafeler ve rengarenk evlerle dikkat çeken bölge günümüze bozulmadan gelen en önemli Ortaçağ şehirlerinden biri olarak biliniyor. Meşhur Kont Dracula’nın Osmanlı korumasını kabul ederek Macarlara kafa tuttuğu yıllarda yaşadığı ev de burada bulunuyor. 

Genel olarak doğal yapısını koruyan evler, turistlerin ilk olarak tercih ettiği uğrak noktalardan biri olarak dikkat çekmektedir. 

Sighișoara Tarihi

Latin odaklı bir kültüre sahip olan Ortaçağ’da Almanların durdurulamayan göç akınları bu kentin kurulasını hızlandırdı. Osmanlı akınlarından kenti korumak için Almanya’yı bölgeye davet eden Macar kralı, buraya ikamet etmelerini sağlayarak, küçük çaplı bir ticaret merkezi kurulması mümkün oldu. Bugüne kadar bozulmadan kalabilen nadir yapı grubuna sahip olan bölge, birkaç yüzyıl boyunca önemli bir ticaret merkezi haline geldi. 

Şu an Macar ve Romenlerin bir arada yaşadığı bölge küçük ve sakin bir gezi rotası olarak dikkat çekiyor. Ortaçağ kostümlerinin kiralanabildiği ve festival döneminde renkli manzaralara sahip olan kentte gotik stilde yapılmış olan birçok anıt görmeni de mümkün oluyor. 

Manastır Kilisesi

Birçok turist Sighișoara’yı ziyaret ederken treni tercih ediyor. Trenden indiğinizde ilk olarak görkemli yapısıyla Ortodoks Katedrali’nden geçiyorsunuz. Katedralden sonra nehrin kıyısına gelerek, köprüden geçerek eski şehir merkezine giriyorsunuz. 15 dakikalık yürüme mesafesine sahip olan bu alan, bol merdivenli ve yokuşlu yapısıyla dikkat çekiyor. 

Saat kulesine yaklaşırken Gotik mimariyle yapılan Manastır Kilisesi dikkat çekiyor. Dominikan Manastırı olarak bilinen bu manastır da eski özellikleri bozulmadan kalabilmiş yapılar arasında yer alıyor. Tüm ziyaretler ücret karşılığı gerçekleşiyor. 

Sighișoara Saat Kulesi

14. Yüzyılda inşa edilen ve hala eski görkemini koruyan Saat Kulesi, kentteki her yerden görünebiliyor. 4 küçük kulesi bulunan ve 16.yy’da çıkan yangın sonrası onarılan kule, günümüzde Ortaçağ’ın en net resmi olarak görülebiliyor. 

Kulede pagan kültürüne ait olan figürler bulunuyor. Özellikle zamanı temsil eden gün figürlerinin yanı sıra barış, adalet, doğruluk temsil eden tanrıların küçük heykelleri bulunuyor. Bu da kuleye faklı bir etki katıyor. Üzeye dönüştürülen kule, turistlerin en sık ziyaret ettiği yerlerden biri. Küçük olasına rağmen bakir kalabilen yapıları nedeniyle turistlerin ilgisini çeken kulede fotoğraf çektirmek için ücret ödemeniz gerekiyor. 

Romanya’nın en turistik bölgelerinden olan Sighișoara birkaç saatlik gezintiyle keşfedeceğiz

 
  • Beğenenler
Cevapla
Cevaplar yükleniyor..