bazalt küp taş

Postmodernizm Gerçekleri

Güncelleme: 29 Kasım 2020 Kategori: Sanat & Tasarım
0 29 Kasım 2020
bazalt küp taş

Tarihin bu en belirgin eleştirel yaklaşımı hakkında bildiklerimizi bir yana bırakıp bilmediklerimize doğru bir bakış atarsak, postmodernizm gerçekleri gibi bir yaklaşıma varabiliriz. Modernizm (felsefe/akım) ardından gelişen ve eleştirel bir şekilde vücut bulan bu yeni felsefe hakkında kesin bir belirteç bulunmamakla birlikte, hedefi son derece açıktır.

Her şeyden önce Postmodernizim adından da anlaşılacağı gibi modernizm sonrasını ele alır. Modernizmden sonrası ya da modernizmden ötesi anlamlarını taşıtan post eki, modernizm ile ortaya çıkan her değişimi ve yenilikçiliği sorgular, yeniden değerlendirir, açıklarını bulup onlar üzerinde yeniden düşünmeye neden olur.

Modernizm ve Felsefesine Kısa Bakış

Modernizm temel olarak aydınlanma çağında ortaya çıkmıştır. Özellikle Fransız devriminde bir zafer kazanan özgürlükler ve inançtan bağımsız akılcı felsefesiyle 18. yy sonrası tüm Avrupa başta olmak üzere dünyanın önemli bir bölgesinde hayat bulmuş, hemen her alanda kendisini göstermiştir. İnanç yerine akılcılığı ortaya atan ve ilerleyen bir zekanın ve yaratıcılığın insana verilmiş en derin ve büyük erdemlerden biri olduğunu, kendi aklı sayesinde insanın daima ileri giderek özgür ve her türlü gerilikten arınmış şekilde gelişebileceğini savunur.

Postmodernizm bu noktada devreye girerek akılcılığın inanca tercih edilmesindeki eksikliği ve özellikle sanat alanında ruhu kaybetmenin derinliğini ve yoksunluğunu vurgular. Modernizme karşı sert bir eleştiri yapmaz ancak modernizm ve beraberinde getirdiği yeniliklerin içinde yıkımları da getirdiğini, kendisini inşa eden modernizmin inançla ortaya çıkmış bir tarihi silmekte olduğunu dile getirir.

Postmodernizm gerçekleri açıklıkla dile getirmek ve kazanımların yanı sıra kaybedilmiş değerleri de su üstüne çıkararak bir şekilde tarihin akışındaki felsefi akımları ve sonuçlarını sorgular.

Modernizm ve Mimariye Etkileri

Modernizm öncesi mimari içerisinde zengin bir figür yapısı içerirdi. Özellikle Avrupa’da (çağların ortaya çıktığı kıta olarak kabul edilmiştir ancak dünyanın her noktasında farklı akımlar gerçekleşmiştir) çok yaygın bir şehirleşme planı görürüz. Şehir merkezinde bir katedral, merkeze uzanan yollar ve inancın etrafında kümeleşmiş ya da toplanmış da denilebilen bir yerleşim anlayışı ile geleneksel tarzlar yan yana buluşurdu. Süsleme sanatkarları, mimariye renk katabilmek için özellikle imgelerden ve sembollerden faydalanırdı. Bu da mimariye çeşitlilik kazandırdığı gibi sanat yönden de zenginleşmesine neden olurdu.

Bugün özellikle İtalya, Fransa gibi ülkelerde bu anlayışa çok sık rastlanır. İçinde Rönesans, Barok, Gotik anlayışları iç içe bulabileceğimiz sayısız şehir yer almaktadır. Hepsinde ortak olan ise merkezi inançtan başlayan ve inancın etrafına toplanmış kültürel bir yapı anlayışının kabul edilmiş olmasıdır.

Modernizm ise bunu tersine çevirir. Aklın daha ilerici ve gelecek açısından daha gerekli olduğunu, inancın insan egemenliği üstünde yer almaması gerektiğini ve her konuda insan düşüncesinin özgür olmasının gerekliliğini savunur. Bu nedenle de birçok sembol, imgelem ve mimari stil modern mimaride yer almaz. Modern mimari daha çok matematiksel çizgileri, oranları ve fiziksel başarımları gün yüzüne çıkararak eserlerini bu özelliğe göre betimler.

Modernizm sonrası: Postmodernizm

Ancak bu akım da bir süre gerçekten rağbet görse de geçmişin esintilerini yeniden hissetmek isteyen bir kitle tarafından eleştirilmeye başlanır. Bu kitle ne inanç çoğunluğunu ne de akılcılığın gerekliliğini diğerinden daha fazla önemsemez. Daha eşitlikçi ve gereklilikçi bir yaklaşımla Postmodernizm dediğimiz bir felsefeye dönüşüm başlar. Özellikle II. Dünya Savaşının getirdiği yıkımın ardından, akılcılığın ve teknolojinin gözleri kör eden açlığını eleştirmeye başlar ve insanın artık durma noktasına gelmeden ve yıkımı tamamen yaşatmadan önce denge içine girmesini irdeler. Mimari açıdan da geçmişi ve geleceği aynı konsept içine almaya yönelik düşünceler de geliştirebilir.

Yeni tasarımlarınız için gelişen çağın düşüncelerine bakış atarak belki de postmodern bir yaklaşım içine girebilirsiniz. Klasik mimari, modern mimari ve isterseniz postmodern mimari. Çizginizi siz belirleyin ve kendinizi tarihin içinde bir yere yerleştirin.

 
  • Beğenenler
Cevapla
Cevaplar yükleniyor..